11

Muhteşem Yazlar - Bölüm 3 - Küçük Hanım Esterel


Bu sayıda 1962'ye dönüyoruz. Falderault ailesinin Renault 4'leri ile çıkacakları ilk yaz tatiline...

1962'de, genç Faldérault ailesinin (Pierre ve Maddie) henüz iki çocuğu var (Nicole ve Julie). Maddie’nin babası, şapka dükkanının satışından gelen paranın bir kısmıyla onlara yeni bir araba hediye ediyor ve bu jeste karşılık, Maddie'nin ailesi de yaz tatili için aileye katılıyor. Başta bu iyi bir fikir gibi görünse de ortaya başka birçok zorluk çıkacaktır. Pierre’in güneye doğru sürme ve yol onları nereye çıkarırsa oraya gitme yöntemi, otoriter büyükannenin güvenilir Michelin Rehberi'ne tosluyor. Bakalım ailemiz her şeye rağmen keyifli bir tatil geçirmeyi başaracak mı?


Alternatif Link



Çizgi romanda geçen şarkıları, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayıp
siz değerli bilibiliseverler için albüm haline getirdik.

   
5

Muhteşem Yazlar - Bölüm 2 - Küçük Koy


Bu sayıyla birlikte ilk kitabın 4 yıl öncesine (1969’a) ve tanıdık tatil planlarıyla daha küçük bir Faldérault ailesine geri dönüyoruz.

Zidrou, ilk hikâyenin kurgusunu destekleyen ilginç bir hikâye anlatmak için zamanda dört yıl geriye atlıyor ve ilk kitaptan hatırladığımız yolculuğun bazı kısımlarını yeni ve farklı şeylerle bir araya getirerek aynı düzleme oturtuyor.




Alternatif Link:



Çeviri: Lenard - Balonlama: Mandos
Keyifli okumalar dileriz.

Bu hikâye stilinde -patlayıcı olmayan karakterlerle, bir önceki hikâyeye benzer bir şablonu takip edip mümkün olduğunca birbirine bağlayarak- bunu başarmak kolay bir iş değildir. Bunu biraz açarsak belki daha iyi anlaşılır; Ortada başarılması gereken bir görev, ya da insanüstü güçleri olan karakterler yok. Veya birden sudan fırlayıp aile üyelerinden birini yemeye başlayacak bir köpek balığı hakkında endişelenmiyoruz. Bu seride kalıplaşmış hikâye anlatımlarının dışına çıkıyoruz. Yardımsever insanlarla karşılaşan, birbirleriyle iyi geçinen bir ailenin tatiline tanık oluyoruz sadece. Bu bazılarımızın kulağına sıkıcı gibi gelecek olsa da, dizinin çatışmasının kaynağı burası ve zamanda yapılan atlamaların önemi böylece ortaya çıkıyor. Bu kitapla geçmişe dönüp ailenin daha mutlu olduğu zamanları görüyoruz. Ama ilk kitaptan hatırlanacağı üzere Pierre ve Maddie boşanma noktasına gelmişti. Keza Maddie bir bebeğini kaybettiğini söylüyordu. Bunlar mutlu anların bile dokunaklı görünmesine neden oluyor; güzel giden şeylerin iyi bitmediğini bilmek…

Küçük koy, Pierre’in “başarı garantili hit serisi” ‘Four’ adlı çizgi romanının ilk iki sayfasıyla açılıyor. İlk kitapta, Pierre’in stüdyosunda kapağını poster olarak duvarında asılı görmüştük.  Teslimatçı çocuk onu işaret ettiğinde, Pierre cevaplamakta tereddüt etmiyor, Four’un tutmadığını söyleyip yeni çalışmasına devam ediyordu. Bu kitabı okumaya başlamadan önce bu bilgiye sahibiz, ama yine de onun büyük değişimini görmek heyecan verici. Kötü biteceğini biliyoruz, ama sadece ne zaman ya da nasıl olduğunu bilmiyoruz. Sanırım iyi bir yazarın gücü, olayların akıbetini bilsek bile merak uyandırıcı bir hikâye yazabilmesinden geliyor. Bu boşlukları doldurmak bunun oluşmasını sağlıyor.


Bu bölümde “Four”un ne olduğunu görüyoruz. Kötü bir western çizgi romanının kötü bir parodisi gibi. Senaryosunda Goscinny, renklendirmesinde “Red Kit” ve sanatında Morris olmaya çalışıyor. Ancak onların seviyesine asla ulaşamıyor. Doğrusu, Pierre’in bu basmakalıp kötü çalışmasını yaratmakta Zidrou ve Lafebre harika bir iş çıkarmış.

Louis’in “Red Kit”e sevgisi ve Pierre’in bu tarz bir çizgi roman üzerinde çalışıyor olduğu düşünüldüğünde Red Kit’in büyük yaratıcısıyla bir proje bağlantısı olup olmadığı sorusunu akla geliyor.

Bu kitapta Pierre’in kariyer mücadelelerini biraz daha fazla görüyoruz. Kendi serisini yaratmak için başarılı bir serideki asistanlığından vazgeçiyor ve tek başına ilerlemeye çalışıyor. İlk maceradan, mesleğinin aldığı zamanın Maddie’yle aralarında sorunlara yol açtığını biliyorduk. Evet, tatillerine çıkmak için yine geç kaldılar, ancak genel olarak işi, gerçekte Maddie’nın endişeli olduğu kadar yoğun değil.

2. bölümden görsel anlamda bahsetmek gerekirse ortada yine harika bir işçilik var. Mado Pena’nın renkleriyle, Jordi Lafebre’nin sanatı oldukça uyumlu. Ancak şahsi fikrim bu bölümün ilkinden daha güzel göründüğü yönünde. Bu kitabın çoğu sahilde ya da suda geçiyor, mekânlar da daha ihtişamlı. Ve muhteşem güneş ışığı hepsini canlı tutuyor. Gece sahneleri ise mavi ve mor renklerle verilmiş.

Karakterler ise her zaman bir şeyler yapıyor. Lafebre basit bir konuşmada dahi karakterlerini asla genel bir poz olarak kullanmıyor ve açıkçası bu sanatının çok özel bulduğum bir parçası. Her panelde gözler, mimikler ve duruş pozisyonlarıyla karakterlerinin ruh halini çok iyi veriyor. Belli ki her zaman ne düşündüklerini ve bunu panelde nasıl gösterebileceğini düşünüyor. Arka planda çocuklardan birini çizmesi gerekse bile, kucağına bir kedi veriyor ve o karakter artık yaşıyor. Herkesin yapacak bir şeyi var. Her panelde her şey çok iyi düşünülmüş.

Kitaplar sürdükçe ve Zidrou zaten bildiklerimize küçük detaylar ve katmanlar eklemeye devam ettikçe, belki dünya altüst olmayacak, ancak bu karakterleri daha da güzelleştirecek ve birbirinden muhteşem maceralar okumaya devam edeceğiz.

Hikayede geçen şarkılardan bir demet 🙂










   

Bilibili Yavrucak, Zıbartan Teması © 2017 - 2021 Bilibililer