4

Varyemez Amca'nın Hayatı ve Serüvenleri Bölüm 4 - Bakır Tepenin Akıncısı


Bu bölüm, Carl Barks’ın Varyemez McVak’ın başrolde olduğu iki eski öyküsünde geçen, iki ayrı açıklamaya dayanıyor. ‘Only a Poor Old Man’ (Uncle Scrooge Four Color 386, 1952) adlı hikayede Varyemez, Montana’daki kovboyluk kariyerinin ardından bir maden arayıcısı olduğundan bahsediyor. Hatta o sayının geçmişi gösteren sahnelerinden iki paneli yeniden oluşturdum (Kopyalamanın kibarcası . Ve Fantagraphics tarafından ‘The Horse-Radish Treasure’ (The Scrooge Four Color 495, 1953) olarak yayınlanan başlıksız Barks hikayesinde, Varyemez bir aile yadigarını -Seafoam McVak’ın altın dişlerini- ortaya çıkaramadığı için az kalsın bütün servetini yitiriyordu. Çünkü Varyemez, madenci gereçleri almaya yetecek parayı bulmak için altını sattığını söylüyordu. Burada o hikaye anlatılıyor.

Çeviri: Lenard - Kontrol: SToktan - Balonlama: Mandos




Varyemez’in gençlik yılları hikayelerinin tamamında olduğu gibi, yazmaya başlamadan önce konunun geçtiği yerin tarihi ve coğrafyası hakkında geniş kapsamlı bir araştırma yaptım. Ördek hikayeleri yazma ve çizme kariyerim devam ederken, araştırmamın bana kanıtladığı tek şey, olay örgüsü için mümkün olan en iyi fikirlerin gerçek tarihten çıkmasıydı! Bu hikayelerden bazıları tarih kitaplarının tam ortasında uzanıyor, adeta biri çıkıp da anlatsın diye yalvarırcasına bekliyorlar gibiydi, bu yüzden genellikle fazla övgü almamalıymışım gibi hissediyorum.  Bu hikaye için de durum aynıydı!

Hikayemi ünlü (gerçek hayattaki) Anakonda Bakır Madeni (Dünyanın En Zengin Tepesi) ve gerçek hayattaki sahibi Marcus Daly’nin etrafında ördüm. Araştırmam sırasında Daly’nin bir rakibinin Anakonda’nın yakınındaki küçük bir bakır damarını nasıl keşfettiği ve üzerinde hak iddia ettiğine dair şaşırtıcı bir hikayeye rastladım. Ve sonra ‘Apeks yasası’ olarak adlandırılan 1849 tarihli muğlak bir yasaya dayanarak Daly’nin mülklerinin tamamının kendisinin olduğu iddiasında bulundu.  Bu yasa, zeminin yüzeyine en yakın cevher damarının herhangi bir bölümüne sahip olan kişinin, damar nerede ne kadar uzak veya ne kadar derin olursa olsun tüm damarın sahibi olduğunu belirtiyordu. Artık bir hikayem vardı! Bu, genç ve tecrübesiz Varyemez’i içine dahil etmek için mükemmel bir durumdu. Daha sonrasında ise, başarıyı tamamen kendi sıkı çalışmasıyla kazanana dek elinde tutamayacağını öğrenecekti. Ve bu 13 yıl daha olmayacak!

Bu hikayede işlediğim Barks evreninin bir başka parçası da John D. Rockervak. Barks bu rakip milyarderi yarattıktan sonra onu sadece bir hikayede kullandı. Ama bilinmeyen nedenlerden ötürü, İtalyan Disney çizgi roman yazarları tarafından oldukça benimsendi ve Rockervak’ı İtalyan ördek evreninde ana karakterlerden biri yaptılar. Flintheart Glomgold’un Amerikan ve Kuzey Avrupa çizgi romanlarındaki rolünü doldurma görevini üstlendi. Hikayemde Rockervak’ı Varyemez’den oldukça farklı göstermeye çalıştım (Aynı nedenden Flintheart Glomgold’u), çünkü Varyemez ve Flint gibi servetini çalışarak elde etmemiş, tamamını miras olarak almıştı. Ayrıca John’u, Varyemez’den birkaç yaş daha genç gösterdim. Böylece kendi babasını, Howard Rockervak’ı kullanarak onu daha fazla alaya alabilir, Varyemez’in dizi boyunca tavsiye aldığı bilge akıl hocalarından biri olarak kullanabilirdim.

Evet, nihayet bu hikayede Howard Rockervak’ı daha fazla gösterebildim. Daha önce ‘Ördekler, Bozukluklar ve Kaderler’de onu adı meçhul bir Amerikalı milyarder olarak göstermiştim. Howard, Varyemez’in sevgili bir numaralı parasının önceki sahibiydi ve şimdi kader onları gerçekte bir araya getirmişti. Ama bu hikayede karşılıklı konuşurlarken genç maden arayıcısının o paranın cebinde olmasını sağlayan kişinin Howard olduğunu çok az kişi biliyordu. Bunun sebebi ‘Ördekler, Bozukluklar ve Kaderler’in Amerika’daki yayımının bu sayıdan bir yıl sonra gerçekleşmesi.

Bu hikayelerdeki Egmont editörlerim, senaryolarımda belirli yıllardan bahsetmeme izin vermedi. Yapsaydım ne olacağını bilmiyorum. Okuyucunun kafası şişer mi? Ya da...  hikayeyi daha da ilginç bulabilir mi? Ancak her zaman okuyucularıma tam olarak hikayemin gerçekleştiği zamanla ilgili net ipuçları vermenin yollarını buldum. Bazen, editörlerimin fark etmeyeceğini umarak bir tarih göstermek için arka plana bir takvim koyardım. Mesela burada sayfa 2, panel 7’de duvardaki takvimden tarihin ‘1884’ olduğunu görebilirsiniz. Başka zamanlarda daha incelikli olurdu - bu öykünün sonunda Özgürlük Anıtı’nı inşa aşamasındayken gösterdim. Meraklı bir okuyucu tarih kitabından - pekâlâ, artık internetten -  kontrol edebilir ve hikayenin bu bölümünün 1886’da gerçekleştiğini görebilir.

Bir not: Don Rosa bu hikayeyi ilk başta ‘Bakır Tepenin Kralı’ olarak adlandırmıştı, keza Avrupa’da bu şekilde basıldı. Ancak Gladstone’dan çıkacağı zaman ‘Bakır Tepenin Akıncısı’ olarak değiştirdi, çünkü 8. bölüme ‘Klondike’nin Kralı’ adını vermek istemişti.

KARAKTERLER


Marcus Daly: Montana’nın üç “bakır kralı’ndan biri olarak bilinen İrlanda kökenli Amerikalı iş adamı.

5 Aralık 1841’de İrlanda, Cavan’da bir çiftçi ailesinin on bir çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya geldi. Zamanın çoğu göçmeni gibi, Marcus 1856’da New York’a birkaç eşya, çok az para, sınırlı bir eğitim ve iş becerileriyle geldi. Panama kıstağını kullanarak San Francisco’ya gitmek için yeterli parayı biriktirinceye kadar ilk 5 yıl boyunca çeşitli işler yaptı (gazete satmak, rençberlik, ağaç kesme, demiryolu işçiliği vs.) ve daha sonra oradan bir kız kardeşinin yaşadığı Kaliforniya’ya geçti.

Daly, Kaliforniya’daki ilk madencilik deneyimini 1860’ların başında, Sutter’s Mill’deki Altına Hücum’un üzerinden on yıla yakın süre geçtikten sonra buldu. Orada kendisi gibi genç bir İrlandalı olan Thomas Murphy ile birlikte çalıştı. Kazandığı tecrübeyle, Nevada, Virginia City yakınlarındaki Comstock Lode’un gümüş madenlerinden birinde iş buldu. Orada, yıllar içinde Daly’nin finansal destekçilerinden biri olacak olan George Hearst ve ortakları James Ben Ali Haggin ve Lloyd Tevis ile tanıştı.

1871’de Utah, Ophir’deydi ve Salt Lake City’deki bankacılık ve madencilik sendikası Walker Brothers’da ustabaşı olarak çalışmaya başladı. 1872’de Daly, Bay Evans ve kızı Margaret ile birlikte Ophir’de bir madeni incelerken, genç hanımefendi bir eğimde dengesini kaybetti ve Daly’nin kollarına düştü. Ertesi yıl Salt Lake’teki Walker Brothers evlerinden birinde evlendiler. Margaret 18, Marcus 30 yaşındaydı. Daly’nin ilk iki çocuğu Margaret Augusta (Madge) ve Mary (Molly) Utah, Ophir’de doğmuşlardı.

1872’de Daly, Hearst grubuna Utah, Park City yakınlarındaki Ontario madenini satın almalarını önerdi. On yıl içinde Ontario 17 milyon dolar getirecek ve 6.250.000 dolar kâr payı ödeyecekti.

1874 yılında Marcus Daly, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı oldu. Walker Brothers, 1876’da Daly’yi yatırım yapmaya uygun bir gümüş madeni bulması için Montana’ya gönderdi. Önerdiği Alice madenini Walker Bros. satın aldı, Daly’yi başmüfettiş olarak atadılar ve madenden ufak bir pay verdiler. Alice’te çalışırken, önemli miktarda bakır cevheri yatağı olduğunu fark etti. Bölgedeki diğer bazı madenlere erişim sağladı ve tepenin bakır cevheri ile dolu olduğu sonucuna vardı. İşverenlerine Anakonda’yı satın almalarını önerse de buna yanaşmadılar. 1881’de Daly, Alice madenindeki küçük payını 30.000 dolara sattı ve Anakonda’nın arazisini satın aldı.

Anakonda başlangıçta bir gümüş madeniydi, ancak altında o yıllarda bilinen en büyük bakır yataklarından biri yatıyordu. Fakat madeni geliştirecek parası yoktu. Bu yüzden Hearst, Haggin ve Tevis’e başvurdu. Sağlanan finansla, dünyadaki en zengin tepeyi geliştirmeye başladı. Madenin içindeki ilk birkaç yüz metre gümüş bakımından zengindi ve tükenmesi birkaç yıl sürdü. O zamana kadar, Butte’daki diğer gümüş madenleri de tükenmişti. Böylece Daly Anakonda, St Lawrence ve Neversweat madenlerini kapattı. Ortaklarına aklında ne olduğunu bildirdi ve onlarda onayladılar. Civardaki mülk fiyatları iyice düştü ve Daly sessizce onları satın aldı. Sonra Anakonda’yı bir bakır madeni olarak tekrar açtı ve dünyaya Butte’ın “Dünyanın En Zengin Tepesi” olduğunu ilan etti.


Çünkü Thomas Edison, New York’a dünyanın ilk elektrik üreten enerji santralini yeni kurmuştu. Ve elektriğin neler yapabileceğini göstermek için, en iyi iletkenlerden bakıra çok fazla ihtiyaç vardı. Bakır, 1880’lerin başlarında oldukça ucuz olsa da eritme maliyetleri yüksekti. Galler, Swansea’de bulunan dökümcülere sevk edilmek zorundaydı. Daly, eritme maliyetlerinin düşmesi halinde bakırda kâr olabileceğini fark etti. Yine Hearst, Haggin ve Tevis’in desteğiyle, Butte’nin yirmi mil batısına büyük bir eritme tesisi kurdu. 1895’e gelindiğinde ise artık Anakonda şirketi dünyanın en büyük bakır üreticisiydi. Girişimin küçük bir ortağı olmasına rağmen Marcus Daly milyoner olmuştu.

Marcus Daly, kendisi hakkında konuşan bir adam değildi. Hayatının ayrıntılarına dair hiçbir iz bırakmadı. Ölümünden kısa bir süre sonra, kişisel kayıtları Anakonda’dan Bitterroot Çiftliği’ne gönderildi ve yakıldı. Marcus ve Margaret arasındaki mektuplar bile Margaret tarafından yok edildi. Daly tıknaz, koyu tenli ve alışagelen İrlanda mizacına sahipti. Konuşurken sesi yumuşak ve alçaktı. İrlanda aksanıyla konuşur, tütün çiğner ve madencileriyle bira içmeyi çok severdi. Dostları onu cömert, lafını esirgemez, savaşçı karakterli ve yaratıcı biri olarak tanımlardı. 12 Kasım 1900’de, 58 yaşındayken diyabet ve kalp rahatsızlığı sonucu New York’daki Netherlands Oteli’nde yaşama veda etti. Ölüm onu 15 yaşında İrlandalı bir göçmen olarak hayallerini süsleyen Amerika’ya ilk kez baktığı New York limanının yakınında bulmuştu. Naaşı New York, Brooklyn’deki Greenwood Mezarlığı’ndaki Daly anıt mezarına yerleştirildi.


John D. Rockervak: Scrooge McDuck Universe dünyasından bir kurgusal karakterdir. Varyemez Amca'nın en büyük düşmanlarından birisidir. İsmi, Amerikan kapitalist ve hayırsever John D. Rockefeller'ın isminde yapılan oynamalarla ortaya çıkmıştır. Karakter Carl Barks tarafından yaratılmıştır. Barks, onu ilk kez Boat Buster ismiyle, Aralık 1961’de yayınlanmış bir hikâyede kullanmıştır.

Karakter nadiren Amerikan hikâyelerinde ortaya çıktı ama Brezilya, Avrupa ve özellikle İtalyan hikâyelerinde sık sık yer buldu. Aynı zamanda şu an artık kullanılmayan Disney Stüdyo Programındaki hikâyelerde görüldü. Bir İtalyan hikâyesinde ilk kez ortaya çıkışı Giampaolo Barosso ve Giorgio Bordini tarafından yayınlanan Zio Paperone e il kiwi volante ("Varyemez Amca ve Uçan Kivi Kuşu") hikâyesindedir. Bu hikâyenin ilk basımı 1 Mart 1963’teydi.

Belirgin bir karakter özelliği, Varyemez'e yenildiğinde şapkasını yeme alışkanlığıdır. Bazı hikâyelerde, özellikle rezil bir şekilde mağlup olduğundan dolayı, bir kamyon dolusu şapkanın tamamını yediği de görülürdü.


Düşmanı gibi kurnaz bir iş adamıydı ve dünya çapında bir finansal imparatorluğu yönettiğinden kolayca Varyemez ve Flintheart Glomgold'un düşmanı oldu. Onların aksine, Rockervak cimri değildi, daha çok eli açık bir para harcayıcıydı. ama bu onun müsrif birisi olduğu anlamına gelmiyordu. O daha çok "para kazanmak için para harcaman gerekir" sözünü koruyordu, bu özelliği ile Varyemez'e doğal olarak muhalifti. Rockervak lüksü seviyordu ve varlığı ile şov yapmayı da severdi. Ayrıca onun sekreteri, danışmanı ve sağ kolu Jeeves'den başka herhangi bir yakın dostu olduğu görülmüyordu.

Varyemez ve Flintheart gibi, Rockervak da had safhada rekabetçiydi. Onlara düşmanlığı kendi hazine departmanında da sürüyordu ve ara sıra buranın ismini değiştirerek "Dünyanın En Zengin Ördeği" ve "Dünyanın En Zengin İkinci Ördeği" olduğunu iddia ederdi. Bu isimler sırasıyla Varyemez ve Flintheart'a ait olduğu zaman, ona "Dünyanın En Zengin Üçüncü Ördeği" unvanı kalırdı, ama bu hiçbir büyük hikâyede açıkça belirtilmedi. O, aynı zamanda Varyemez ve Flintheart'ın da üyesi olduğu Duckburg Milyarderler Kulübü'nün nüfuzlu bir üyesiydi. Flintheart ile birlikte bulunduğu sadece iki hikâye vardır. Bunlar, 'Zio Paperone e il bisbilione' ('Varyemez Amca Bir Milyar Kazanır.') ve Whatever Happened to Scrooge McDuck? hikâyesidir.

Karakterler arasındaki bir başka ayrım ise onların ülkelerinin yerleri ve onların yatırım düzenidir. İskoç doğumlu Varyemez'in aksine, Rockervak babası Howard gibi İngiltere'den olduğunu iddia ederdi. Bazen burada yaşadığını tasvir ederdi. Ve Amerika'dan daha çok Avrupa'da aktiflik gösterirdi. Bazı hikâyelerde Varyemez, ondan satın almaya çalıştığı ya da onunla rekabet ettiği bir arazi ile Avrupa marketindeki işlerini geliştirmeye çalışırdı.

Rockervak aynı zamanda koleksiyonculuk tutkusuna sahipti. Onun değerli madeni para ve pul koleksiyonuna ilaveten, kendisine ait kapsamlı bir sanat koleksiyonu da vardı. Bu koleksiyonun içerisinde antikalardan 20. yüzyıl eserlerine kadar eserler bulunurdu. Varyemez aynı içerikte ve benzer değerlerde koleksiyona sahip olduktan sonra, onların birbirlerine meydan okuma merkezi koleksiyonlarına yeni eklemeler edinmeye çalışmak üzerine dönüyordu.

Birçok hikâye onun, özellikle 1970'ler ve 1980'ler boyunca, Varyemez'in kar yapmak amacıyla işlerini organize etme metotları ile onunkilerin zıtlığını ve kıyaslamasını içeriyordu. Bazı metotlar, onların endüstrileri için yeni ürünler araştırma yollarını içerir. Bunlar; rafine etme yöntemi, mevcut yöntemleri geliştirme ve yeni ürün metotları çalışmalarıdır. Bunların içinde pazarlama teknikleri ve halkla ilişkiler yöntemlerini gelişmenin yolları da vardır. Her ikisi de birbirlerinin hareketlerini önceden öğrenmeye çalışırdı. Rockervak sık sık sanayi casusluğu ve sabotaj yollarına başvururdu. Ondan daha az da olsa Varyemez'de ara sıra benzer metotlara başvururdu. Rockervak'ın Varyemez'e karşı planları daha şiddetli olan aksiyonları da kapsayabilirdi. Bunlar adam kaçırma, uçak kaçırmak ya da şantaj yapmak olurdu. Bu durumlarda genellikle sağ kolu olan Jeeves'i kirli işleri yapmak için görevlendirirdi. Ama aynı zamanda Karabela Çetesi'ni de kirli işlerini yapmak için zaman zaman işe alırdı.

Birçok ülkede Rockervak, Varyemez'in kendisi kadar iyi bilinir. İtalya'da, karakter popüler kültür içerisinde fazlasıyla bilinirdi. İsmi ara sıra "sevimsiz varlıklı kişi" ya da "girişken kişi" için bir metafor olarak kullanılırdı. Rockervak, Varyemez Amca hikâyelerinin en çok göze çarpan karakterlerinden biriydi.

Barks hiçbir zaman Rockervak'a bir köken vermedi. Sonraları Don Rosa, The Life and Times of Scrooge McDuck (Varyemez Amca'nın Hayatı ve Serüvenleri) serisinde ona bir köken verdi. Don Rosa'ya göre, Rockervak kendi kurgusal düşmanlarından ve tarihi adaşından bazı farklara sahipti. Glomgold ve Varyemez fakirlik içinde doğmuş ve kendi hazinelerini kazanmışlardı.

John D. Rockervak 1878'de doğdu. Babası Howard Rockervak hazinesini 1849'da Kaliforniya Altına Hücum döneminde kazanmış bir Amerikan milyoneriydi. John'un babası uyanık bir iş adamıydı ama centilmen bir adamdı. Annesi ise oğlunu şımartmış oldukça züppe bir kadındı. Babasının hayal kırıklığı daha çok, John’un küçük yaşta ailesinden daha az zengin olanlara tepeden bakmasıydı. Babası ona kendisinin de bir zamanlar fakir olduğunu hatırlatmayı denedi. Ama John, annesi kadar züppe birisi oldu.

John'un Varyemez ile ilk kez karşılaşması 1885'te Butte, Montana'da gerçekleşti. O zamanlar John 7, Varyemez 18 yaşındaydı. Howard Rockervak, Marcus Daly isimli "Bakır Kralı" olarak bilinen İrlandalı bir iş adamı ile "The Anaconda Copper Mining Company" şirketindeki yatırımları hakkında görüşmeye giderken, Varyemez ile tanıştı. Howard, bu deneyimsiz maden arayıcısı ile dostça bir sohbete başladı. Varyemez'e işin sırlarını öğretti.  John babasının bu 'ahlakı bozuk köylü' ile ilişki kurmasına karşı çıktı. Howard oğlunun son davranışı yüzünden, gençliğine benzettiği Varyemez'i, oğluna biraz terbiye etmesi için görevlendirdi. Ve bu işe yaradı. Daha sonra John Rockervak babasının hazinesini miras aldı ve Varyemez'e olan düşmanlığı büyüdü.

Don Rosa, karakteri sadece The Life and Times of Scrooge McDuck çizgi romanında kullandı.




Bilibili Yavrucak, Zıbartan Teması © 2017 - 2021 Bilibililer